Genç hastalarda daha çok olmak üzere genellikle cinsel birleşmeden sonra ortaya çıkar. Üretral akıntı, idrarda yanma, sık idrara çıkma ve testislerde ağrı gibi şikayetlerle başlar. Eğer tedavi edilmezse veya tedavi edilse de prostat içi bezlere enfeksiyonun yerleşmesi sonrası veya idrarın reflüsü sonucu hastalık kronikleşir. Ağızdan alınan ilaçlar veya iğne tedavileri prostatın kapsülünden ve kan-prostat bariyerinden dolayı prostatın içine yeterli dozda geçmediğinden tedavi yeterli olmaz. Tedavi sürecinde rahatlama olur fakat tedavi bitiminde tekrar şikayetler başlar. Enjeksiyon Tedavisi, 6 ay süreyle olmak üzere kronik prostatit şikayetleri devam eden ve 1 ay kesintisiz antibiyotik tedavisinden fayda göremeyen hastalara uygulanan yeni bir yöntemdir. Hastalığın tanısını koymak oldukça güçtür. Bir çok hastalıkta benzer şikayetler görülebilmektedir. Bu nedenle iyi bir muayene, mesane böbrek ultrasonu, işeme testi ve varikosel muayenesi yapılmalıdır.
Polikliniğimizde öncelikle ultrason yapıp testis muayenesi sonrası işeme testi yapmaktayız. Birçok hastamızda da kronik prostatit tanısı konduğu halde varikosel, aşırı aktif mesane yada üretra darlığı tanısı tespit edildiğinden klinik tecrübe bu konuda önemlidir. Daha sonra öncelikle rektal tuşe denilen makattan muayene ile prostata masaj yapılıp gelen akıntıdan ve idrardan kültür yaparak tanı konulur. Akıntı ve idrarda bakteri- lökosit olması veya kültürde üreme olması ile bakteriyel prostatit tanısı konulur. Böylece bakteriyel ve nonbakteriyel kronik prostatit tanısı ayırt edilmiş olur. Kronik prostatit düşündüğümüz her hastada bu incelemeyi yapmaktayız. Genellikle hastalar ağızdan antibiyotik ya da iğne tedavilerini aylarca almış olarak gelmektedirler. Tedavisinin yetersiz olduğunu düşündüğümüz hastalarda medikal tedavisini verip geçmezse enjeksiyon tedavisine geçmekteyiz.
|
Op. Dr. Mehmet Ardıç |